ATIK MALZEMELER İLE 8 YILLIK HEYKEL VE MASK DÖNEMİM...
Bir tesadüf sonucu atık malzemeler ile yapmaya başladığım
heykel ve masklar
( 2017 - 2025 )
Sanat yalnızca bir
yaratım değil, bir yeniden keşiftir. Sekiz yıllık bu dönemde kullanılan her
malzeme atılmış, unutulmuş, göz ardı edilmiş olan biçimle, sezgiyle ve arzuyla
yeniden doğmuştur.
Atık olan,
potansiyeldir. Bir karton, bir tel parçası, eski bir kumaş ya da kırık bir
cam... Hepsi içsel bir çağrıya denk geldiğinde sanatın öznesi olur.
TİNSEL SERÜVEN,
DUYGUYLA BİÇİMLENEN YOL...
Sanat, dışsal değil;
içsel bir hatırlayıştır. İçine döndüğünde, sadece duyguları değil; biçimleri,
renkleri, dokuları da bulursun. Her eser, içinden geçen bir yolculuğun durak
yeridir.
İçsel istek, biçimi çağırır;
biçim, uygun malzemeyi ister. Malzeme, bu çağrıya cevaptır. Ne eksik ne fazla
sadece yerli yerinde. Tel o an tel olur, kumaş bir yüz, karton bir hafıza…
Dışlaştırmak, duyguya
beden kazandırmaktır. Tinsel serüven, maddeye ruh üflemek değildir; zaten ruha
sahip olan biçimi fark etmektir. Ve bu farkındalık, sanatçının gözünden
izleyicinin ruhuna doğru akan bir nehirdir.
İÇSEL İSTEK ATIK
MALZEME VS...
İçsel İstek ve Malzemenin Diyaloğu; Sanatçı içsel sesini tanıdığında malzeme görünür olur. Sadakat, malzemenin sanatçıya verdiği cevaptır. Arayış, malzemeyi bulmak değil; ona denk gelen arzuyu tanımaktır.
“Ben malzemeye sadakat
etmem. malzeme bana sadakat eder.” Malzeme yalnızca bir araç değil,
bir eşiktir. Sanatçının
içsel çağrısı yankılandığında malzeme görünür olur. Seçilmez; o gelir
ve onu bulursun, Her
parça, senin varlığınla anlam kazanır.
“Malzeme bir araçtır; işin diğer tarafıdır
önemli olan.” Madde kendini anlatmaz. Ona yüklediğin niyet, onun ötesini var
eden şeydir. Var olan heykel ve mask sadece bir yüz değil; bir geçit, bir
hikâye, bir çerçevedir. Önemli olan, bu çerçevenin içine neyi sığdırıp neyi taşırdığıdır.
“Malzeme sizin içsel
isteğinizin aracıdır. İçsel isteğinize uygun malzeme neyse, onu siz bulacaksınız.”
Sadakat yalnızca dışa değil, içe de duyulur. Malzemeyi bulmak, bir keşif değil;
bir tanımadır. Kendini tanıyan, ona eşlik edecek sesi duyar. Ve o ses, hangi kağıtta
yankı bulacaksa, onu çağırır.
İçsel istek üzerinden şekillenen
yaratım sürecine odaklanıyor malzeme artık sadık bir dost değil, sezgisel bir
geçit.
MALZEME BİR ARAÇTIR, İÇSEL İSTEĞİN FORMU...
“Malzeme sadece bir araçtır.” Sanat, malzemenin içinde değil, onu yönlendiren istektedir. Kağıt, tel, boya… bunlar yalnızca geçici taşıyıcılardır. Önemli olan, içinden geçen akımın ne olduğu.
“Önemli olan işin diğer
tarafıdır.” Malzeme kendini sunmaz; senin ona yüklediğin anlamla var olur. Her
obje bir yansıtıcıdır. Hikâye malzemede değil, onunla ne söylediğimizdedir.
“Malzeme sizin içsel
isteğinizin aracıdır. İçsel isteğinize uygun malzeme neyse, onu siz bulacaksınız.”
Arama, dışarıda değil içeridedir. Yaratıcı dürtü malzemeyi çağırır; o çağrıya
denk gelen biçim kendiliğinden ortaya çıkar. Malzeme, sanatçının içinden geçen
fikirlerin biçimsel ifadesidir.
İÇSEL ARZU BİÇİMİN SESİ...
“Sanatçı malzemeyle değil, arzuyla üretir.” Arzunun yönü, biçimin doğasını belirler. Malzeme bu doğanın taşıyıcısıdır; ne kağıt ne tel, biçimlenmeyen bir düşüncenin sesi olamaz. Her eser, içsel bir sesin dışsal yankısıdır.
“Malzeme, biçimi oluşturmaz
biçim malzemeyi çağırır.” Bir obje anlam taşımaz, ona anlam yüklenir. Biçim,
sanatçının zamanla ve mekânla kurduğu içsel diyaloğun sonucudur. Malzeme ise bu
diyaloğun bedenidir.
“Tekrar, biçimin değil,
anlamın sınavıdır.” Her yeni eser, eskiyi tekrar etmez; benzer malzemeyle
kurulan farklı ses, sanatçının evriminin izidir. Malzeme aynı olsa bile, ona
yüklenen çağrı değiştikçe biçim dönüşür.
Artık malzeme, yalnızca
bir araç değil; içsel yönelimlerin peşinden biçimlenen bir arayüz oluyor... Her
nesne kendi anlatım yolunu arıyor: göz motifli dairesel parça, dantel kumaş,
karton, tel...
Bunlar birer obje değil,
düşüncenin form bulmuş hâli.
Duvarlardaki masklar
zemindeki karışık malzeme diyaloğa girmiş gibi; yukarıda yer alan masklar içselliği
temsil ederken, aşağıdaki nesneler üretimin zihinsel rotasını anlatıyor. Bu
ikilik, senin “içsel istek biçim malzeme” zincirini fiziksel olarak görselleştiriyor.
NESNE, BİÇİME DÖNÜŞTÜĞÜ AN SANATTIR...
Malzeme, içsel arzuya denk geldiğinde araç olmaktan çıkar; anlatımın bedenine dönüşür. Her nesne bir yüktür, ama doğru ellerde bir yanıt olur. Karton, tel, kumaş… kendi başlarına sessizken, sanatçının çağrısıyla konuşur.
Biçim, nesnenin varlığını
anlamlandırır. Malzeme, kendi kendine değil; sanatçının sezgisiyle biçim kazanır.
O biçim, işin ruhunu taşır.
Her şey bir malzemedir
yeter ki sen onu gör ve keşfet.
Bu, malzemeyi sadece
fiziksel değil; kavramsal, duygusal hatta varoluşsal bir boyutta ele alan bir
yaklaşım.
HER ŞEY BİR MALZEMEDİR,
BAKIŞIN DÖNÜŞTÜRÜCÜ GÜCÜ…
Malzeme, sadece bulunan değil; fark edilen, yeniden adlandırılandır. Gözünün değdiği her şey bir form potansiyelidir. Sokaktaki tel, bir defterin arka kapağı, eski bir kumaş… Hepsi sanatçının bakışıyla yeniden doğar.
Keşif, dış dünyada değil;
algılamada saklıdır. Her şey bir malzeme olabilir; ama onu malzeme yapan senin
sezgin ve hikâyen olur. Görmek, dönüştürmektir.
Malzeme araçtır, anlatım
içeridedir. Her mask, bir karşılaşmadır; her heykel, bir keşiftir. Önemli olan,
bu keşiflerin seni ve izleyiciyi nerelere taşıdığıdır.
“İçsel istek, içe
dönmek ve en uygun malzeme ile bu duyguları dışlaştırmak” sanatçının yalnızca
üreten değil, keşfeden bir varlık olduğunu tanımlar, bu dışa değil içe yapılan
bir yürüyüştür.
MEKÂN, BAKIŞ VE DÖNÜŞÜM SANATÇININ ALANI...
Mekân, düşüncenin yankılandığı yüzeydir. Atölye, ev, sokak… Her yer potansiyel bir biçim alanıdır. Sanatçı için mekân, yalnızca üretim değil; gözlem, bekleyiş ve karşılaşma yeridir. Duvarın üzerindeki bir çatlak, bir kıvrım bile bir yüzleşmeyi tetikleyebilir.
Bakış, dönüşümün ilk adımıdır.
Sanatçı malzemeyi aramaz; bakar, görür, çağırır. Her ayrıntı, içsel bir biçimle
eşleştiğinde dönüştürülür. Göz, en güçlü araçtır, çünkü baktığını değil, gördüğünü
yaratır.
Çevre, içsel istekle
temas ettiğinde anlam kazanır. Atık olan bir tel parçası, gözüne değdiği an bir
forma dönüşür. Yaşam alanının kendisi, sanatın ham maddesidir. Her şey bir
potansiyeldir yeter ki içsel çağrıyla kesişsin.
2017- 2025 arası bu dönemde üç adet heykel ve mask sergisi gerçekleştirdim.
Turhan KA.Temmuz 2025
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder