24 Nisan 2025 Perşembe

SANATTA YARATICILIK...

SANATTA YARATICILIK...

Bütün insanların farklı alanlarda yetenekleri olduğunu düşünürüm, kimi insanların elektronik eşyalara merakı vardır onları bir şekilde yapar bozar, bu merak ile o işle ilgili yeni yeni keşifler yapar, kimi çok iyi ticari zekâya sahiptir normal bir insana göre farklı düşünebilir, kiminin el becerileri çok gelişmiştir örneğin ahşap ile çok iyi işler yapabilir. Kişilerdeki bu yetenek ve yatkınlık uygun ortamlar bulur ise çok farklı yerlere gidebilir.
Bu birazda genetik bir yatkınlık fakat genetik olmadan da bu çok farklı bir şekilde ortaya çıkabilir, sanat ile ilgili böyle kişiler tanıyorum. Sanat ile ilgi sadece resim yeteneği demek değildir, bu çok farklı şekillerde ortaya çıkabilir. Biz altı kardeşiz ve bütün kardeşlerim iyi resim yapar, yani bir yatkınlığım doğuştan var, bunu ilkokuldan itibaren hissettim.
Fakat yıllar içinde bu sürecimde edindiğim tecrübeyle yetenek ile yaratıcılığın farklı bir konu olduğunu düşünüyorum. Yetenek tek başına yaratıcılık için yeterli değildir. Yetenek daha çok bir el becerisi gibi, yaratıcılık ise eğer uygun bir kişilik yapınız var ise yetenek ve bunun üstüne zamanla ve çok çalıştıkça kendinizi bir biçimde inşa etme, yani sadece çalışarak da mümkün değil bu, o uygun kişilik sizde olmalı. Bu tür üretimleri yaparken aslında malzemeye değil kendimize şekil veririz.
Ben kendimdeki yaratıcı yönümü yıllar içinde fark ettim, bunun da yaşamımdaki çok farklı alanlar ile ilgili olmamdan kaynaklandığını düşünüyorum. Birde her şeye farklı bakan, çabuk fark eden ve sürekli gördüğüm her şeyi kendi işimde nasıl kullanabilirim diyen bir gözüm var, yaptığımız işte bu çok önemli, görsel zekâm iyi gelişmiş, birde pratik zekâm iyidir, ilgisizmiş gibi görünen bağları çok çabuk kurabiliyorum.
Şöyle ki beni harekete geçiren ve üretmemi sağlayan nedenler şöyle gelişiyor. Bu herhangi bir şey olabilir ayrıca onları hiç aramam onlar günlük yaşamın içinde her yerde vardır ve karşıma çıkarlar, yani onları siz görmelisiniz. Bu bir nesne, görüntü, bir film karesi, bir TV haberi, bir renk, bir malzeme, bir insan, duvardaki bir çizgi, bir afiş… Her şey olabilir. Ben bana dokunan, ilgimi çeken o şeyi gördüm mü anında bir roman kurgusu, film kurgusu yapar gibi çok kısa bir zaman diliminde çekirdek fikri oradan alır ve belli bir zaman dilimi o fikir ile birlikte olurum.
Gün içinde ne yaparsam yapayım o hep kafamın içindedir kafamın bir kısmı hep onunla ilgilidir, kendimce okumalar yaparım ve öncelikle bu konu ile ilgili sürekli farklı ve daha etkili olabilecek her şeyi araştırır ve düşünürüm. Bu konuda sevdiğim bir söz vardır Corbusuer şöyle der; ‘’Yaratıcılık sabırlı bir araştırmadır’’ Sanat tarihinde bu tür sanatçıların benzer sözlerini hep iyi izleyip çıkarımlar yapmışımdır. Sıra üretim aşamasına gelince her yönü ile düşündüğüm o şeye uygun malzemeler ile denemeler yaparım, bu aşamada çalıştıkça kendimce yeni yeni keşifler yapar, metotlar geliştiririm. Üretirken bu konu ile ilgili kafamda belli belirsiz düşünceler vardır, yani şunu yapacağım, bunu yapacağım vs. diye bir hedef koymam her şey o işle ilgili bir şeyler yaptıkça değişir, yenilenir ve yaptıkça ben yeni hiç bilmediğim keşifler yaparım, beni tetikleyen şeyde bu bilmediğim ve yeni öğrendiğim şeylerdir. Bazen bu yeni keşiflerimi eski bildiklerim ile birleştirir ve farklı bir yeniye ulaşırım. Sürecimin en başından beri bilmediğim her şey beni tetikler, hep böyle yapsam nasıl olur, şu da buna dâhil olsa ortaya ne çıkar diye sürekli düşünerek denemeler yaparım. Bildiklerimi yapmaktansa beni merak ettiren işleri severim, beni bu kadar üretken yapanda bu çocukça keşif isteğidir aslında.
Çalışırken başka birisi olurum, sanki yanımda benimle birlikte birisi daha çalışır, eğer yaptığım işle iyi bir bağ kurmuşsam o konsantre hali yok olana kadar çalışırım ve bu süre o anki şartlara göre değişir. Eğer koşullar uygunsa aralıksız bir kaç saat çalışabilirim ve o anı çok hatırlamam, yani bir bilinç durumu yoktur ve asla şu olur mu, bu olur mu demem ve çok cesurca hareket ederim, hata yapmaktan hiç çekinmem, bu hali yakaladığım da sonuç genellikle iyi olur.
Yaptığım kısa ya da uzun soluklu bütün işlerimde belirli bir süre onlarla birlikte yaşar ve düşünürüm, bu süreç ne kadar iyi olursa bütün bunları dışlaştırma süreci de o kadar iyi olur, ben bir dolmakalem gibi dolar ve sonra boşalırım.”

Turhan KA. Nisan 2025

Hiç yorum yok: