4 Temmuz 2023 Salı

AİLE PİCASSO'YA KARŞI! Gökhan Akçura, "Picasso ve Yunus Emre

   AİLE PİCASSO'YA KARŞI!

Picasso bir zamanlar önemli tartışmalara konu olmuştu.
1947 yılında Aile dergisi Picasso karşıtı bir kampanya başlatır. Bu kampanyanın ayrıntılarına geçmeden, Aile dergisini tanıyalım. İlk sayısı 1947 İlkbahar'ında yayınlanan dergi bir anlamda Yapı Kredi Bankası'nın promosyonu olarak düşünülmüştü. Bankanın “İkramiyeli Aile Cüzdanı” sahipleri, banka gişelerine cüzdanlarını göstermek suretiyle dergiyi yarıyarıya ucuz (25 kuruştan) alabilmekteydiler. Sahibi ve yazı işlerini fiilen idare eden kişi Vedat Nedim Tör'dür. Yani bankanın kültür ve sanat işlerini yürüten insan. Adından da anlaşılacağı gibi, Aile dergisinde ailevi yazılar önemli bir yer tutmaktaydı. Karı-koca sorunları, okula giden çocuklar, çok yaşamanın sırları gibi konular sık sık ele alınırdı. Öte yandan, iyi telifler karşılığı birçok önemli yazar yeni hikaye ve şiirlerini de burada yayınlarlardı. Yahya Kemal Beyatlı, Refik Halid Karay, Orhan Veli Kanık, Oktay Rıfat, Cahit Sıtkı Tarancı, Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Ahmet Hamdi Tanpınar ilk göze çarpan isimler. Belirtmeden geçmeyelim, Mesut Cemil Tel'in bir türlü kitaplaşamamış kedi hikayeleri de bu dergide yayınlanmıştır.
Derginin yayınlanışının hemen ardından, ikinci sayısında (Yaz 1947), “Picasso Sanatı” başlığıyla hazırlanan bölüm, şu satırlarla konuya girer: “Picasso iki büyük cihan harbi arasındaki sosyal hercümerçle beraber ortaya çıkan sanat cereyanlarının en tipik mümessilidir. Aradan tam çeyrek asırlık bir zaman geçtiği halde onun eserlerini bugün de hayranlıkla seyredenler bulunduğu gibi, onların karşısında ürperenler de vardır. Biz sorduğumuz iki sualle bazı münevverlerimizin bu resimler hakkındaki düşüncelerini tesbit etmek istedik.”
Belirtildiği gibi, yazının başına Picasso’nun iki resmi yerleştirilmişdi ve altlarında da “iki soru” yer alıyordu:
“1. Bu resimlere bakarken bedii bir zevk ve heyecan duyuyor musunuz?
2. Bu resimler nasıl bir sosyal veya psikolojik şaratların mahsulü olabilir?”
Görüşü alınan on bir kişinin yedisi ilk soruya olumsuz yanıt veriyor (Halide Edip Adıvar, Necmeddin Sadak, Refik Halit Karay, Vedat Nedim Tör, İ.Galip Arcan, Edip Hakkı ve Selma Emiroğlu), ikisi zevk aldığını belirtiyor ( Prof. Bossert ve Bedri Rahmi Eyüpoğlu), diğer ikisi ise olumsuz olmayan ama farklı cevaplar veriyordu ( Mustafa Şekip Tunç ve Vâlâ Nurettin).
Halide Edip “bilhassa insan resimleri insandan başka her şeye benziyor”, Refik Halit Karay “bu resimler deliliktir ve maalesef tam delilik değildir,” diye buyururlar. Ressam Edip Hakkı ise, “bu eserler asla gelecek nesillere kalamıyacaktır,” kehanetini savurur. Anketi bizzat düzenlediği konusunda derin şüpheler taşıdığımız Vedat Nedim Tör ise bu resimlerden “tiksinti” duyduğunu söyledikten sonra “Picasso nevinden sanatkârlar, zamanın alelâcayipliğini sadist bir şekilde sömürüyorlar, bunlar bence sanatın karaborsacılarıdır,” diye ekler.
Picasso’nun hakkını veren iki isimden biri Bedri Rahmi Eyüboğlu’dur ve daha önce Sabahattin Eyüboğlu’nun da kaleme aldığı düşünceleri savunur: “tezyini eserleri yaşatan ne ise bunları da o yaşatacaktır.” Öte yandan kampanya ile hemen aynı günlerde, İstanbul’dan, Paris’teki ağabeyi Sabahattin’e yazdığı mektupta, bu düşüncelerini daha da açar: “Son haftaların dedikodusu: Picasso’yu aforoz etmişler! Hitler de Picasso’nun ağabeylerini aforoz etmişti. Picasso’yu bu aforoz edenler, bir zahmet edip de ayaklarının altındaki kilime, yemek yedikleri tabağın nakışlarına bir göz atsalar böyle bir halt işlemezlerdi. Picasso’yu aforoz edecekleri yerde onu dokusunlar, onu tabakta, testide, toprakta pişirsinler, çoğaltsınlar. Güzel ayarlanmış iki rengin, iki lekenin Picasso’su, Matisse’i kilimi halısı olur mu? Biçimine kavuşmuş her şey, herkesin malıdır.”

Bak. Gökhan Akçura, "Picasso ve Yunus Emre," Aya Seyahat, Everest Yayınları





Hiç yorum yok: