benim sanatım hiç bilmediğim fakat bulmak için inatla uğraştığım bir yer benim sanatım hiç bilmediğim fakat bulmak için inatla uğraştığım bir yer benim sanatım hiç bilmediğim fakat bulmak için inatla uğraştığım bir yer benim sanatım hiç bilmediğim fakat bulmak için inatla uğraştığım bir yer benim sanatım hiç bilmediğim fakat bulmak için inatla uğraştığım bir yer...
12 Kasım 2017 Pazar
24 Ekim 2017 Salı
KA. FA CA...Sergi mekanına...
bir sergi için belkide bir ilk olan uygulamam.
eski çağlardaki mozaik çalışmalardan hareketle...
kullanılmış reklam malzemesi sticker üz. her biri 33x33 cm.
6 adet çalışma.
KA.FA CA...
her biri 25x18 cm. 4 adet tuval bir arada
Habip Aydoğdu broşürleri üz. KAr. 2017
her biri 25x18 cm. 4 adet tuval bir arada
Habip Aydoğdu broşürleri üz. KAr. 2017
20 Ekim 2017 Cuma
KA.FA CA...SERGİ... BİR SERGİNİN ÇIKIŞ NOKTASI...
KA.FA CA...SERGİ... BİR SERGİNİN ÇIKIŞ NOKTASI...
Sergi açmak, ürettiklerini sergilemek tabi ki çok keyifli, fakat resimle uğraştığım uzun yıllar bana şunu öğretti. Sergi ama belli bir dönem üzerinde çalışılmış, üretilmiş işler... Amacım bir sergi açmak değil, bir sergi açmak istesem bir kenarda bekleyen sergilenmemiş en az on kişisel sergi açabilecek bitmiş işlerim var. Oysa beni çeken şey bir şekilde üretmek... Sergilenmiş, sergilenmemiş hiç umurumda değil. Bu sergi fikri ile ilgili her şey ressam Taner Ceylan,ın okuduğum bir söyleşisi ile başladı, söyleşide geçen bu bölüm...
Başka nasıl resim yapabilirsiniz ki... Matematikle olmuyor bu iş. Koşullar ne olursa olsun hayatımın merkezi, geminin direği. Gençken, tesadüfen, çok karanlık bir günde Gülsün Karamustafa ile karşılaştım. Anladı, gördü. “Çocuğum, yanmış bir kibrit çöpü ve bir parça gazete parçası bile sanatını yapmaya yeter” dedi. O laf kulağıma, ruhuma öyle derinden damladı ki kendi kendime ürettiğim tüm bahaneler buhar oldu uçtu.
Bir buçuk yıldır bir atölyem yok bu nedenle çoğunlukla evdeyim, üretmemek, bir şey yapmamak benim için çok zor, bu söyleşiyi okuyunca kafamda evde iken yaptığım işlerden bir sergi oluşturma fikri doğdu ve çok uzun yıllardır tanıdığım ve çok sevdiğim, saygı duyduğum Etik Sanat Evine böyle bir düşüncem var dedim ve hemen bir tarih belirledik...daha önce orada bir sergi yapma fikri olmuştu programlar uyuşmamıştı.
Sergide yer alan işlerin büyük bir çoğunluğu günlük yaşamda belkide çok çabuk tüketilen şeyler, örneğin babamı kontrol için ege üniversitesine götürmüştüm orada masa üzerinde gördüğüm hasta kartlarını çantama koydum ve evde kahve keyfinden sonra kahve telvesiyle kartlara bir şeyler çalıştım, kuruduktan sonrada resim kalemi ile üzerine müdahale ettim, toplam 200 adet kadar bu sergide bir zeminde yaklaşık 60 tanesini kullanacağım, bir başkası ise eve aldığım rulo peçeteler, evdekiler bu çok sert git geri ver dediler bir bakıyım şuna tamam gerek yok ben onlara resim yaparım dedim ve bu peçetelere pancar suyu ile bir şeyler çalıştım, bazılarını sayfamda yayınlamıştım. Daha sonra bunları fikse edip tuvallerde kullanacağım. Sergide bu peçetelerden 80 tanesi özel bir mantar panoda yer alacak, bir başkası evde duran gazeteler, gazeteleri ikiye böldüm ve evde elimde olan sadece siyah ve beyaz renklerle yaptığım işler...35 adet falan, Buradan hareketle sergi mekanında bulunan heykel konulan kaideleri görünce bu sergimde heykelde olsun dedim ve kullanılmış atık malzemelerden boş teneke kutular, arkadaşların reklam atölyesinde kalan atık malzemeler, mutfak deterjanı kaplarını vs. kullanarak bir şeyler ürettim. Çıkış noktam çok kolay ulaşılabilir ve belkide çöpe atılacak malzemelerdi ve bir şeye dönüştüler çünkü SANAT DÖNÜŞTÜRÜR...bu tip çalışmakta bana keyif veriyor, önemli olan bir sergi açmak değil üretmek, üretmek, üretmek...
“Çocuğum, yanmış bir kibrit çöpü ve bir gazete parçası bile sanatını yapmaya yeter”
Gülsün Karamustafa,nın bu sözü o kadar çok şeyi özetliyor ki yapmak istedikten sonra her şey bir malzeme...selamlar, sevgiler...
Turhan KA./ 29 ağustos 2017 / İzmir
Başka nasıl resim yapabilirsiniz ki... Matematikle olmuyor bu iş. Koşullar ne olursa olsun hayatımın merkezi, geminin direği. Gençken, tesadüfen, çok karanlık bir günde Gülsün Karamustafa ile karşılaştım. Anladı, gördü. “Çocuğum, yanmış bir kibrit çöpü ve bir parça gazete parçası bile sanatını yapmaya yeter” dedi. O laf kulağıma, ruhuma öyle derinden damladı ki kendi kendime ürettiğim tüm bahaneler buhar oldu uçtu.
Bir buçuk yıldır bir atölyem yok bu nedenle çoğunlukla evdeyim, üretmemek, bir şey yapmamak benim için çok zor, bu söyleşiyi okuyunca kafamda evde iken yaptığım işlerden bir sergi oluşturma fikri doğdu ve çok uzun yıllardır tanıdığım ve çok sevdiğim, saygı duyduğum Etik Sanat Evine böyle bir düşüncem var dedim ve hemen bir tarih belirledik...daha önce orada bir sergi yapma fikri olmuştu programlar uyuşmamıştı.
Sergide yer alan işlerin büyük bir çoğunluğu günlük yaşamda belkide çok çabuk tüketilen şeyler, örneğin babamı kontrol için ege üniversitesine götürmüştüm orada masa üzerinde gördüğüm hasta kartlarını çantama koydum ve evde kahve keyfinden sonra kahve telvesiyle kartlara bir şeyler çalıştım, kuruduktan sonrada resim kalemi ile üzerine müdahale ettim, toplam 200 adet kadar bu sergide bir zeminde yaklaşık 60 tanesini kullanacağım, bir başkası ise eve aldığım rulo peçeteler, evdekiler bu çok sert git geri ver dediler bir bakıyım şuna tamam gerek yok ben onlara resim yaparım dedim ve bu peçetelere pancar suyu ile bir şeyler çalıştım, bazılarını sayfamda yayınlamıştım. Daha sonra bunları fikse edip tuvallerde kullanacağım. Sergide bu peçetelerden 80 tanesi özel bir mantar panoda yer alacak, bir başkası evde duran gazeteler, gazeteleri ikiye böldüm ve evde elimde olan sadece siyah ve beyaz renklerle yaptığım işler...35 adet falan, Buradan hareketle sergi mekanında bulunan heykel konulan kaideleri görünce bu sergimde heykelde olsun dedim ve kullanılmış atık malzemelerden boş teneke kutular, arkadaşların reklam atölyesinde kalan atık malzemeler, mutfak deterjanı kaplarını vs. kullanarak bir şeyler ürettim. Çıkış noktam çok kolay ulaşılabilir ve belkide çöpe atılacak malzemelerdi ve bir şeye dönüştüler çünkü SANAT DÖNÜŞTÜRÜR...bu tip çalışmakta bana keyif veriyor, önemli olan bir sergi açmak değil üretmek, üretmek, üretmek...
“Çocuğum, yanmış bir kibrit çöpü ve bir gazete parçası bile sanatını yapmaya yeter”
Gülsün Karamustafa,nın bu sözü o kadar çok şeyi özetliyor ki yapmak istedikten sonra her şey bir malzeme...selamlar, sevgiler...
Turhan KA./ 29 ağustos 2017 / İzmir
12 Ekim 2017 Perşembe
Sergi mekanında ki 175x165 cm. ölçülerindeki mantar panoda yer alan 64 adet 23X21 cm. ölç. peçete üz. pancar suyu ile yapılmış KAfalar... —
Sergi mekanında ki 174x165 cm. ölçülerindeki mantar panoda yer alan
64 adet peçete üz. pancar suyu ile yapılmış KAfalar...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)