IŞIKLI GÜNLER...
KApıdan gelen ışıkla gözüm kamaştı
bu bir perşembe günüydü sanırım
cumada olabilir
ne yalan şöyleyim
anılar aniden çıkar şimdiki ana anlamazsın bile
neyse ben defterlerim ve kalemlerimi hep yanımda isterim
su içer gibi yazmayı severim
nefes alır gibi resim yapmayı
fırçalar bardak kalemler boyalar ve kahve
hadi der gibi bana bakarken
ne yapsam dedim
kapıdan gelen ışığı yapsam
yok kapıdan gelen ışığı sonra yaparım
derken kapıdan gelen ışığı yapmaya koyuldum
fakat ışık için gerekli renkler yoktu masada
siyah mavi ve kırmızı birazda yeşil
beyaz boya aradım yoktu
defter beyaz dedim
sonra kapıdan gelen ışık kayboldu
olsun içim ışık dolu
kahveden bir yudum aldım soğumuştu
ışık gitmişti kahve soğuk
kalemler yan yatmış
nerden aklıma geldi birden
tamam buldum dedim
kendi ışığımı yapayım
istediğim renkler ile
defteri açtım tam hazırlanırken
kapıdan gelen ışık geri geldi
gözüm yine kamaştı
ışık gittikçe büyüdü büyüdü
defteri göremez oldum
kahve soğuk diye içmekten vazgeçtim
içime baktım ışık yoktu
defter önümde bana bakıyordu
fırçama mavi aldım
suya batırdım
fırçada
siyah varmış
koyu bir lacivert oldu renk
ışık bana bakarken
bulutlar beyazdı
tedirgin oldum elimdeki fırçayı bıraktım
defteri düzelttim
karar vermek biraz zaman aldı
hiç bir şey yapmayım böyle kalsın diye düşünürken
lacivert renkli fırçayı su dolu bardağa bıraktım
defterin sağ alt köşesini imzaladım
beyaz bir sayfada ışıklı bir resim neden olmasın
diye düşünürken
kapıdan gelen ışık yok oldu
masada beyaz imzalı bir
sayfa bana bakarken
dışarıdan çocuk sesleri geldi
defteri kapattım
soğuk kahveyi sonuna kadar içtim
bugün neydi günlerden perşembe galiba
yada cuma
artık günleri saymıyorum
ne fark eder
her gün aynı sanki
rüzgar esti kapıyı kapattım
yarın yine ışıklı bir gün olur dedim
yağmurun sesini duydum
içim hala ışıklıydı
tıpkı çocukken olduğu gibi
masadan kalktım...
Turhan KA. 9 ekim 2025 Buca


